2 Mart 2010 Salı

Çile’deki kaçak ele geçti


10 Şubat Çarşamba günü avlayamadığımız koca arkadaşla, nihayet avın son günlerinde kozlarımızı paylaştık! Hani yarım saatlik av diye gidip, hava kararana kadar av yapmıştık, Barak’la Kara cayır cayır Çile tepelerinde dolaştırıp tıpış tıpış ayağımıza geri getirmişlerdi koca domuzu. Üçümüz atmamış, birimiz atıp tıraşlamıştı... İşte o domuzla nihayet buluştuk. Aynı tepecikte, daha önceki yerinin az ilerisinden kalktı – kalktı derken, Barak’ın kandırıp ters tarafa yatırdığı Zeki tarafından kaldırıldı! Şöyle ki: Tam yatağa girerken rüzgar tersten gelince Barak ses vermiyor, Zeki de ilerliyor, hemen iki adım önlerinden kalkıp ikisinin arasından geçiyor domuz, Zeki’nin yol vermesiyle...

Güzelce önezeye doğru gidiyor ve kalktığı tepecikle vurulduğu orman içi patika arasındaki birkaç yüz metrede, avdaki hemen herkesin tüfek patlatmasına sebep oluyor: Tolga’dan 3, Gürcan’dan ve İzzet’ten birer, Çileli avcı arkadaştan 3 ve son olarak Zeki’nin ağbisiyle Mehmet Ali’den 3 kurşun! Neyse, 11 kurşunun sonunda geçen sefer bizi atlatarak kurtulduğu geçişte aramızdan ayrıldı bu yakışıklı domuz. İşte böylece, hata yaptığımız bir avda öğrendiğimiz bu patika, bu kez doğruyu yapmamızı sağladı...





Hiç yorum yok: