8 Kasım 2009 Pazar

Efeleri de vururlar...

Böyle bir efe vurulur da hikayesi yazılmaz mı? Şimdi yazılmazsa, buraya yazılmazsa tarih bir parça eksik kalmaz mı? Demezler mi, yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat diye... 20 senedir bu dağlarda av yapıyorsan ve “Böyle domuz görmedim,” diyorsan hele. Burası avlarını yazdığın blog değil mi? İsteyen istediğini yumurtlasın, dileyen dilediği gibi çarpıtsın: Onca insan görmüşken, kantar da tartmışken yalan yanlış uydurulup konuşulacak diye kaçınacak bir durum yok ki zaten!

Pekala, o gün kalktınız şöyle bir gezmeye Zübeyde’ye gittiniz. Asfalta bakan şeritte, kayaların orda köpekleri saldınız, geçenlerde tilki kovuğuna sardıkları yerde. Senin yeni, girişken köpek Çakır girdi domuzu buldu... Bir süre sonra bir geldi ki yaralı. Daha tutamadan geri gitti, o arada domuz kaymış, yandaki çok dik şeridin hemen altında. Köpek yine domuzun başında sarmaya başlayınca sen yatağa doğru ormana girdin, bir iki sıkı patlattın, önce domuz bir 20 metre kadar çamlara doğru kaydı, sonra Çakır sarmaya devam edince bir arbede, bir hengame, köpekler afkalanıyor... Ne yapacak bu domuz derken bir baktın, aha sana doğru geliyor ormanın içinden. Geldi geldi, tam burnunu ormandan çıkaracakken seni gördü ve olanca cüssesiyle ani bir manevrayla içeri döndü – tam o anda da kıçına üç tane kurşunu yan yana yedi!

Biraz gitti, şeridi asfalta doğru geçti, o arada Çakır geldi sağı solu kan revan içinde, fanilanla telsiz ipiyle köpeğin kan fışkıran bacağını sardın. Enikleri de domuzun ardından ormana gönderdin. Yanlarına bir gittin ki, domuz yerde yıkılmış ama enikleri azılamaya devam ediyor. Kafasına bir kurşun daha sıktın, ölmedi! Bir tane daha sıktın, öldü diye bıraktın... Yeter gayrı dedin, yaralı köpeğinle ilgilenmeye gidip hâlâ ölmemiş domuzun işini bitirmeyi İzzet’e bıraktın.

Köpeği sağ salim veterinere gönderdikten sonra (Çakır'ın sağı solu biraz dikildi, iyi olacak) dönüp nihayet koca domuza alıcı gözle bakmaya fırsatın oldu: İlk dediğin, “Böyle domuz görmedim, ben söylemiş olmayayım ama 180 kilo var,” oldu. Sonra domuzseverlerin merakıyla hayvan kantarda çekilince zaten sana da diyecek bir şey kalmadı. Tamam çok güzel bir şey, gözü olanın gözü çıksın, Allah herkese nasip etsin ama eh be kardeşim, hep mi sana denk gelir bu keratalar?!

Hiç yorum yok: